19’uncu yüzyılın önemli liberal düşünürlerinden John Stuart Mill, “Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın” derken faydacılık akımının kadınlara bakış açısını açıkça ortaya koyuyordu. Yaşam biçimleri, ilişkiler, iletişim şekilleri, beslenme ve eğlence tarzıyla iş dünyasına ayrı bir uygarlık vasfı yüklersek, İngiliz düşünür Mill’in hükmünden çok da iyi bir not almayacağını görürüz.
Birçok anlamda gelişen bu uygarlık, konu kadın çalışanlara sağlanan şartlar olunca -tüm başarılı kadın yönetici ve patronlara rağmen- ulaşması gereken seviyenin çok altında. Birçok Kuzey Avrupa ülkesinde hala kadın yöneticiler tercih edilmiyor, ücret skalasında eşit sayılmıyor. Türkiye’de konu daha piramidin en alt katmanından yani eğitimden başlıyor.
Zaman içinde bilinçlenmeyle kadın istihdam oranının artması beklenirken, raporlar tam tersini söylüyor. İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO), TÜİK ve Parlamentolar Birliği’nin araştırmalarını kıstas alarak hazırladığı “Kadınım, İşsizim, Mutsuzum” başlıklı rapor, 1999 yılında kadınlarda yüzde 30 olan işgücüne katılma oranının 2009 sonunda yüzde 26'ya indiğini ortaya koydu. 1999 yılında 387 bin kadın, resmi işsiz olarak kayıtlara geçerken 2009 yılının kasım ayına gelindiğinde bu rakam 592 bin kişi daha artarak 979 bin kişiye ulaştı. Bunun sonucu olarak da, 1999 yılındaki yüzde 6,3'lük kadın işsizlik oranı, 2009'da yıllık ortalama yüzde 14,3'e tırmandı.
Bir başka ifadeyle 2009 yılının Kasım'ında, 3 milyon 471 bin kişilik işsizler ordusunun yaklaşık üçte birini yani yüzde 28,2'sini, kadınlar oluşturdu. 10 yılda kadın istihdamı ise yüzde 27,7'den yüzde 22,3'e düştü. Yani 1999 yılında 6 milyon 335 bin kadına istihdam yaratan Türkiye, aradan geçen 10 yılda bu rakamı artırmak yerine 464 bin kişi azaltarak 2009'da 5 milyon 871 bin kişiye geriletti. Üstelik bu rakamın içinde ücretsiz aile işçisi olarak çalışan 2 milyon 63 bin kadın da dahil.
Raporlar kadınların istihdamındaki düşüklüğü gösterirken ekonomik krizle birlikte özellikle online kariyer sitelerinde özgeçmiş oluşturan kadın sayısı arttı. Erkeklerin her an işsiz kalma korkusu yaşadığı, ekonomik koşulların zorlaştığı günümüzde çalışmaya bir sebeple ara veren kadınlar, iş hayatına yeniden dönmek istedi. Bu istekte küçük ve orta ölçekli atöly refakatçi e tarzı işletmelerin iflas bayrağını çekmesi gibi nedenlerle daha fazla kadın çalışanın işsiz kalması iş başvurusu yapan kadın sayısındaki artış en büyük etken oldu demek mümkün… Büyük işletmelerdeki daralmalarda da, işten ilk çıkarılacaklar listesinin başında kadınlar geliyor. Bu da, kadın işsiz oranını artıran önemli etkenlerden.
Resme daha geniş bakarsak krizin tekstil ve bankacılık sektörlerinde daha ağır yaşanması da kadın istihdamında hatırı sayılır oranda düşüşe neden oldu. Geçtiğimiz krizde sanayi sektöründe 27 bin, inşaatta 12 bin ve hizmetler sektöründe de 64 bin kadın işini kaybetti. Kadın çalışanlarda yeni istihdam; sanayide 51 bin, inşaatta 5 bin, hizmetler sektöründe 122 bin kişi oldu. Erkeklerde ise sanayi, tarım ve hizmetler sektöründe istihdam artışları gözlemleniyor. Ataerkil bir sektör olarak bilinen inşaat sektöründe ise erkek çalışanlarda 34 bin kişilik istihdam kaybı yaşandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Hane Halkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 73.2 iken kadınlarda bu oran sadece yüzde 27.8. Krizle birlikte bu oran 27.8’lik azalma gösterdi. Bu verilere göre Türkiye’de kadın istihdamının her geçen gün azaldığını resmi araştırmalar da doğruluyor. İnsan kaynakları danışmanlığı sitesi Kariyer. net’in verilerinde de kadın çalışanların arandığı iş ilanlarının, bazı geleneksel rollerle paralellik gösterdiği görülüyor. Buna göre krizde kadınların yeni özgeçmiş oluşturma oranı erkeklere kıyasla yüzde 6 daha çok yükseldi, bu rakam totalde de yüzde 18 arttı.
Annelik öne çıkıyor
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) mayıs ayı toplantısının konusu da kadın çalışanların iş dünyasındaki yeriydi. Kadınların daha çok aile hayatının içinde ve anne olarak konumlandırıldığını belirten Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, iş hayatında ise istihdam ve ücret konularında erkeklerle hala aynı haklara sahip olunmadığını söylüyor. “Şu anda kadın iş gücümüz yüzde 26, kadın istihdam oranımız ise yüzde 23 seviyesinde. Yani OECD ortalamasının altındayız” diyen Boyner, iş dünyasında cinsiyet ayrımcılığının ortadan kalkması gerektiğini vurguluyor. İş ve aile hayatını dengeleyici politikalar üzerinde -bu konuda yol kat etmiş örnek ülkelere bakarak- ciddi çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizen TÜSİAD Başkanı, esnek çalışma modellerinin kadınların iş hayatından kopmasını engelleyen uygulamaların başında geldiğini ifade ediyor.
KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç ise “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” hakkında taslak genelgesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde tamamlandığının müjdesini verdi. Başbakan’a sunulan genelgenin kabul edilmesi halinde Kadın İstihdamı Ulusal İzleme ve Koordinasyon Kurulu da faaliyete başlayacak.
Patronun tercihi kadını çıkarmak
Kadınların işgücüne katılımı farklı sosyal, kültürel ve ekonomik faktörlerin etkisi altında. Dünya Bankası’nın son yayınladığı “Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler, Belirleyici Faktörler ve Politika Çerçevesi” isimli rapor, Türkiye’de kadınların işgücüne katılımını farklı boyutlardan inceliyor. Rapora göre de ekonomik dönem kadınların işgücüne katılmalarını yani aktif iş aramalarını ya da işgücünden çekilmelerini doğrudan etkiliyor. Kadınlar ekonomik kriz dönemlerinde, eşleri işlerini kaybettiklerinde maruz kaldıkları gelir kaybını telafi etmek için aktif olarak iş arıyor. Ancak kriz hafifleyip ekonomik dengeler iyiye döndüğünde eşleri işe giren kadınlar tekrar işgücünden çekiliyor.
Human Resources Management danışmanlık şirketinin yönetici ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka’ya göre ise kriz dönemlerinde işten ya ilk çıkarılan kadınlar oluyor ya da ‘işten önce ayrılması gereken sanki onlarmış’ gibi bir baskı uygulanıyor. Nazlıaka, Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) yaptığı açıklamadan da örnekler veriyor: “EMO kadın üyelerinin yüzde 17.1’inin işsiz olduğunu açıkladı. Kadın çalışanların ücretleri düzensiz ödeniyor, bu nedenle de kadınlar farklı alanlarda iş aramaya yöneliyor.”
Ayrıca okuryazar olmayan ya da ev hanımı olup mesleğini icra etmeyen kadınların da, krizle birlikte iş yaşamına girmek istediğini belirtiyor Nazlıaka. Eşlerinin işten çıkarılması, maaşlarının düşmesi gibi maddi imkansızlık doğuran nedenlerle kadınların işgücüne katılmak istediğini, üstelik kadınların çalışma şartları konusunda seçici olmayarak iş arayışlarını aktif hale getirdiklerini vurguluyor.
İlk sırada bankacılık var
Peki, bütün bu sebeplerle iş arayan kadınlar en çok hangi sektörde, hangi pozisyonlara başvuruyor? TÜİK’in raporunda çıkan rakamlara bakıldığında kadınların en çok başvurduğu sektörler sıralamasının başında bankacılık geliyor. Bunu hızlı tüketim malları ve gıda takip ediyor. En fazla kadın çalışan arayan sektörler arasında ise tekstil, enerji ve turizm ilk üç sırada yer alıyor. İnşaat sektörü ise en çok kadın çalışan arayan sektörler arasında dördüncü sırada.
Enerji ve inşaat sektörlerindeki çalışma koşullarının son yıllarda iyileşmeye başlaması kadınların daha çok tercih edilmesinde etkili oluyor. Kadın çalışanların arandığı ilanlar sıralandığında listenin ilk 10’unda şu pozisyonlar yer alıyor: Sekreter-asistan, yönetici asistanı, satış temsilcisi, çağrı merkezi elemanı, muhasebe elemanı, temizlik görevlisi, müşteri temsilcisi, ön muhasebe elamanı, resepsiyonist, mağaza müdürü.
“Bakış açısının değişiyor”
İş hayatında başarılı kadın yöneticilerin hikayeleri ve özgüveni artan kadınların şirketlerde daha aktif görevler almayı istemeleri de kadınların özgeçmiş oluşturma sayısının artma nedenlerinden biri…
Kadınların çalışmasına yönelik toplumsal bakış açısının değişmesi ve toplum baskısının azalmasının kadınların işgücüne katılımına büyük ölçüde katkı sağladığını söyleyen online kariyer sitesi Secret CV Genel Müdürü Okan Tütüncü, bilgi toplumunda üniversite ve meslek okullarının her geçen yıl artması, İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla ve bunlara bağlı olarak kadınların cesaret ve özgüvenlerindeki artışın da kadınları işgücünde aktif bireyler haline dönüştürdüğü görüşünde. Bunun yanı sıra kadın yönetici ve liderlerin sayıca çoğalması yine bu süreci hızlandıran katalizörlerden. Ayrıca kadınların işgücüne katılmasına yönelik gerçekleştirilen projeler de bilinçlenmeyi sağlıyor.
Kadınların iş hayatında aktif yer almasının ekonomiyi canlandıracağını da vurgulayan Okan Tütüncü, bu bilinçle 1–15 Mart 2010 tarihleri arasında “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” özel uygulamasıyla firmaların kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylüyor. Bu tarihler arasında kadın istihdam eden ve bunu kanıtlayan tüm firmalara Secretcv. com’dan ücretsiz bir ilan yayınlama hakkı verilmiş. Secretcv.com veritabanında 8 milyon 100 bin aday CV’si bulunduğunu söyleyen Tütüncü, bu adayların erkek - kadın dağılımına bakıldığında yüzde 52.99 erkek, yüzde 47.01 kadın adaydan oluştuğunu söylüyor.
Özgeçmiş oluşturan kadınların yoğunlaştığı yaş aralığı ise 23 - 32 olarak karşımıza çıkıyor. Veritabanında bulunan kadınlardan yüzde 43’ü şu an çalışmıyor, yüzde 40’ı ise çalışıyor olmasına rağmen yeni bir iş arayışında. İş arayan kadınlar arasında yüzde 50.4 gibi bir oranla üniversite mezunları çoğunlukta. En çok İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük illerde kadınların iş aradığını söylüyor Tütüncü…
Kategori : EKONOMİ