İş dünyası istihdam üzerindeki yüklerin ağırlığından yakınırken Başbakan, geri adım atmadı. Erdoğan, "Hep siz vereceksiniz. Hükümet verecek. Bırakın maaşınızı da biz ödeyelim o zaman." dedi.
Son 1,5 yıllık sürede istihdam üzerindeki yükler önemli ölçüde azaltılmasına karşın bunun istihdama yansıması sınırlı kaldı. Erdoğan, bu konudaki sitemini, "Tekstilde KDV'nin düşürülmesi dediler, indirdik. İşverenin SSK primi yükünü yüzde 5 düşürdük. Kurumlar Vergisi'ni düşürdük. TOBB, bu konuda adım atmadı." ifadeleriyle dile getiriyor.
SSK primlerinde 5 puanlık indirim, 2008 Ekim'de yürürlüğe girdi. Büyük beklentilerle gerçekleştirilen prim indiriminin Hazine'ye yıllık maliyeti yaklaşık 5 milyar TL oldu.
Aynı paketle özel sektörün istihdam ettiği özürlünün primini de devlet karşılamaya başladı. Hükümetin son teşviki ise yeni işe alınanların priminin 1 yıl boyunca devlet tarafından karşılanmasını öngörüyor.
Buna göre işe yeni girenlerin sigorta primi, 2010 yılı boyunca devlet tarafından karşılanıyor. Bu teşvikten yararlanabilmek için işverenin Ekim 2009 itibarıyla bildirdiği istihdamına ilave olarak yeni istihdam sağlaması gerekiyor.
Daha yerel seo çalışması önce bu teşvikin süresinin 6 ay olması kararlaştırılmıştı. Ancak Bakanlar Kurulu, süreyi 1 yıla kadar uzattı. Ödemeler İşsizlik Fonu'ndan karşılanacak.
Ayrıca işsiz maaşı alırken çalışmaya başlayanların sigortası da İşsizlik Fonu'ndan ödeniyor. Ancak bunca tedbire rağmen istihdam cephesinde istenen iyileşme sağlanamadı.
En az 1 milyon kişiye istihdam kapısı açması beklenen teşviklerin etkisi sınırlı kaldı. Yaklaşık 200 bin kişi, teşvikler kapsamında işe alındı. Bunların sigortasını devlet ödüyor.
En fazla etkili olan teşvik, kadın ve 18 ile 29 yaş aralığındakilerin primlerinin kademeli olarak İşsizlik Fonu'nca üstlenilmesi oldu. 30 yaş altı gençler ile kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık getiren düzenlemeye 21 bin işyeri başvurdu.
Bu kapsamda 58 bin 882 kişiye iş verildi. Bunların sigorta primi olarak Fon'dan 7 milyon 72 bin lira harcandı. 18-29 yaş arasındaki erkeklerle kadınlara uygulanan teşvike göre primlerin birinci yıl tamamı, ikinci yıl yüzde 80'i, üçüncü yıl yüzde 60'ı, dördüncü yıl yüzde 40'ı, beşinci yıl ise yüzde 20'si devlet tarafından ödeniyor.
Özürlülerin primlerinin Hazine tarafından karşılanması, işveren üzerindeki prim yükünü önemli ölçüde hafifletti. Düzenleme ile özel sektörde özürlü istihdam eden işverenlere sigorta prim desteği sağlandı.
Bu uygulama ile 39 bin özürlü özel sektörde iş buldu. Yeni işe girenlerin priminin devlet tarafından ödenmesi uygulamasıyla yaklaşık 60 bin kişi iş sahibi oldu.
Halen devam eden teşvike göre mevcut istihdama ilave alınacak işçi için tüm Türkiye'de sosyal güvenlik primlerinin işveren payını devlet ödüyor.
İstihdamı artırmak için atılan adımlar
Yeni işe alınanların SSK primini 1 yıl devlet ödüyor.
1,5 yıl önce SSK primleri 5 puan indirildi.
Özürlülerin primi İşsizlik Fonu'ndan ödeniyor.
Kadınlarla 18-30 yaş arası işe alınanların primini devlet kademeli olarak karşılıyor.
Eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kalktı.
İşadamının aldığı stajyerlerin ücretini devlet ödüyor.
Krizdeki patrona maaş desteği veriliyor.
Kreş ve emzirme odası kurma zorunluluğu kaldırıldı.
İşyeri hekimi çalıştırma, iş güvenliğinden sorumlu teknik eleman görevlendirme yükümlüğü kaldırıldı.
500 ve daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde spor tesisi kurma yükümlülüğünden vazgeçildi.
Kazancılar 'birer işçi alın' çağrısına 'varız' dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iş dünyasına yönelik 'Herkes birer işçi alsa işsizlik büyük oranda azalır.' çağrısı yankı bulmaya başladı.
İş dünyasını temsil eden örgütlerin ardından dün de Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri bu öneriye yeşil ışık yaktı. Birliğin başkanı Ali Eren, Türkiye genelindeki üyelerine seslenerek, "En az bir kişiyi istihdam edin." çağrısında bulundu.
Yönetim Kurulu olarak bu uygulamayı ilk önce kendi şirketlerinde başlattıklarını belirten Eren, bu isteğin kısa sürede uygulamaya geçeceğini kaydetti. Birlik, üyelerinin istihdama olan katkılarını her gün resmi internet sitesinde de kamuoyuyla paylaşacak.
Kendilerinin bu hassasiyeti gösterirken, hükümetten de birtakım beklentilerinin olduğunu belirten Başkan Eren, kamu ve resmi kurumların ısıtılması ve bu kurumların kazan, brülör ve teçhizat alımlarında yerli mallarının tercih edilmesi talebinde bulundu.
Türkiye genelinde kamu kurumları başta olmak üzere belediye ve üniversitelerde ithal kazanların kullanılmasına tepki gösteren Eren, "Bu tercihler bizi üzmektedir.Bu gibi alımlar istihdamımıza katkı sağlamadığı gibi cari açığımızı da olumsuz etkilemektedir. Başbakan Erdoğan'ın bu konuda yayınladığı 2008/20 sayılı genelgenin uygulanması için gerekli hassasiyeti göstermesi talebinde bulunuyoruz." dedi.
Yerli üretim yapan sanayicilerin desteklenmesi gerektiğini hatırlatan Ali Eren, Türk sanayicisinin ürettiği kazanların fiyatının ithal mallara göre daha ucuz olmasına rağmen tercihlerin bu yönde kullanılmasına anlam veremediklerini aktardı.
Kategori : GÜNCEL